Yaratıcı endüstriler dediğimiz zaman bu 21. yüzyılın kavramı. Önce bilgi çağı dendi, bilgi çağından sonra bu iş bir bilgi endüstrisine dönüştü. On sene kadar önce Harvard’da bir program gerçekleştirildi.
“21. yüzyılda kültürel bakımdan ayakta kalmak için neler yapılmalı?” sorusu incelendi. Sonra bu kitap oldu, yayımlandı. Üç şey önerildi yeni kuşakların 21. yüzyıla uyum sağlaması için: Bir, İngilizce öğrenecekler; bugünkü dünyanın lingua franca’sı İngilizce. Varsın mesleğinde zayıf olsun, İngilizce biliyorsa bir kişi başını kurtarabilir. Mesleğinin en büyük adamı bile olsa, eğer İngilizce bilmiyorsa işi çok zor o insanın. İki, bilgisayar okuryazarı olacak. Bilgisayarı sadece bir daktilo makinesi veya basit işler için değil, bütün yetenekleriyle kullanmayı bilecek. O zaman kendine yeni birtakım imkânlar bulabiliyor. Üç, matematik öğrenecek. Bu da trigonometri formüllerini ezberleme meselesi değil, analitik düşünce sistemini kavrayabilme meselesi. Bugün de matematik öğrenmenin yerini algoritma bilmek aldı. Artık sosyal bilimler bile algoritmalarla bütünleştirilerek ilerliyor. “Dijital beşeri bilimler” çağında yaşıyoruz. Yaratıcı endüstriler konusuna buradan gelelim.
Bugün dünyada yepyeni bir çağın içinde yaşadığımızı kabul etmek lazım. İklim değişikliği oldu ama biz hâlâ onu kabul edip etmemek için uğraşıyoruz, çünkü bu dünyayı algılayışımızla ilgili bir husus. Dünya bugün bizim bildiğimiz, yetiştiğimiz dönemlerin dünyası olmaktan çıkalı bir hayli oldu ama hâlâ o geleneksel dünyanın, eski dünyanın izleri de var olduğu için, onun devam ettiğini sanıyoruz. Büyük ölçüde değişti ve bu değişimi sağlayan yaratıcı endüstrilerdir.
Bugün bilgisayar endüstrisi bile artık bunun içinde kabul edilebiliyor; dolayısıyla bugün yeni medyalar, bugün tasarım başlı başlına bir kavram ve birer üretim alanı. Ve daha birçok, şu anda aklımıza gelmeyen alan bilgi endüstrisi alanının alt başlığını oluşturuyor. Bugün yeryüzünün en kıymetli iki kavramı var. Bir bilgi, iki yaratıcılık. Yeryüzünde sahip olmanız gereken tek şey yaratıcı düşünce. Bugün yaratıcı endüstri dediğiniz zaman, Uber taksi sistemini de onun içine dahil edenler var, GoPass diye bütün Amerika kıtasındaki kültürel etkinliklere girme imkânı sağlayan endüstrileri dahil edenler de var. Bence bu konu 21. yüzyıl kültürünün en önemli kısmını meydana getiriyor. Bir toplumun kültürel üretimini artık sadece klasik kültür, sadece retorik kültürü, sadece edebiyatın veya tiyatronun oluşturduğu bir kültür üstünden yönetmesi mümkün değil. Yaratıcı endüstriler alanı kendi kapitalini üreten, kendi imkânlarını yaratan ve aynı zamanda insan kaynağı ve eğitim planlaması bakımından yepyeni ufuklar geliştiren bir alan. O yüzden bütün bu konuştuklarımız kadar önemli olan bir husus da yaratıcı endüstrilerin nasıl bir formasyon kazanacağının planlanması. Yetenek birikimi bir dönemde edebiyattaydı, 20. yüzyılda sinemaya gitti. Bugün bilgisayar, güncel sanat, tasarım o yetenek birikimini bünyesinde topluyor. Şimdi bilgisayar dediğimiz, tasarım dediğimiz bu alanı artık kültürün ve bu kültür endüstrisinin dışında düşünmek mümkün değil. Animasyonlar, üç boyutlu animasyonlar, eğlence endüstrisi denen uçsuz bucaksız bir dünyanın ihtiyacını karşılayan yeni metodolojilerin üretilmesi, bu yaratıcı endüstriler alanının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin de bunu aynı zamanda eğitim ve yüksek eğitim planlaması içinde, hiç zaman geçirmeden ele alması lazım. Her okulun şu bölümünün bu bölümünün olmasıyla sağlanacak bir sonuç değil bu. Bunların mutlaka planlamaya tabi tutulması lazım. Çünkü teknoloji, ideoloji ekseninde baktığınız zaman, yeninin basıncına dayanabilecek herhangi bir ideolojik yapı şu anda söz konusu değil. Biz farkında olsak da olmasak da yeni teknolojiler yeni bir insan tipi, yeni bir kültür üretmiş durumda. Bunu yok saymak olanaksız. Eğlence endüstrileri bu dünyayla ilişki kuruyor. Asıl örgütlü kültürel eğitim dünyasının ve alanlarının bu dünyaya yönelmesi gerek. Yaratıcı endüstriler sadece bildiğimiz geleneksel üretimlerin dışında çok farklı ve özgür imkânlar geliştiriyor. Şimdi eğitim sistemlerinin de bu kültürel anlayışı karşılayacak bir dokuda hazırlanması gerekir.