Evet. Ben inovasyonun biraz böyle pahalı ve ileri ülkelerin yaptığı temel araştırma-geliştirme faaliyetleri ile karıştırılmasından çekiniyorum açıkçası; bu daha ileri aşamanın işidir gibi görülmemeli. Aslında şöyle bakmamız lazım, bırakın inovasyon demeyelim, rekabet gücü diyelim. Kuruluşların rekabet gücüne ihtiyaçları var mı, yok mu? Yani onları benzerlerinden ayıran bir şeye ihtiyaçları var mı, yok mu? Altyapıyı herkese verdiğiniz zaman herkes ondan yararlanacak. Yani o pazarda belirli bir şirketin öne çıkması, pazar payını artırması için onun bir rekabet gücüne ihtiyacı var.
Size katılıyorum, birçok kuruluş, birçok ülke taklitle yola çıkıyor zaten ve ondan sonra bir yerlere geliyor. Ama o taklit yaparken eğer ayakta kalabiliyorsa, başka bazı rekabet gücü unsurlarından yararlanarak ayakta kalabiliyor. Bir avantajı var. Bir şekilde belki ucuz maliyeti var, ucuz işçi çalıştırıyor, kapalı pazarda çalışıyor vs.
Şimdi bunların olmadığı ortamda rekabet gücü inovasyona mutlaka ihtiyaç gösterir ve bunu da öyle çok büyük, pahalı Ar-Ge çalışmaları falan olarak düşünmeyip, rekabet gücü yaratan herhangi bir yenilik, bir yeni üretim süreci veya yeni ürün diye anlamamız lazım, diye düşünüyorum.